22 Aralık 2013 Pazar

Beş Büyük Manevi Makam

 

Beş Büyük Manevi Makam


Ebû Hureyre (r.a.), Hz. Peygamber’in  (s.a.v) şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

 “(İbadet için) sadece (şu) üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Haram, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksa…“
 “Yapılış gayesinin ulviyetinden ve yapanların ihlâsından dolayı makbuliyet sırasına göre İslam’da en yüksek mertebeli ibadethâne Mek­ke’deki Mescid-i Haram’dır. Hadiste “Yolculuk yapmaya değer” diye kaydedilen, ziyaret etmek maksadıyla seyahat edilecek üç ma­kam sıralaması şöyledir. 1. Mes­cid-i Haram (Mekke), 2. Mes­cid-i Ne­bevi (Medine), 3. Mes­cid-i Ak­sa (Kudüs) dır.
   Bu üç mescidin üstünlükleri, onların peygamberler eliyle kurulmalarından gelmektedir. Mescid-i Haram, yani Kâbe, bütün varlıkların kıblesi, Mescid-i Nebevî, takvâ üzerine kurulan Son Peygamber’in mâbedi, Mescid-i Aksâ ise eski Peygamberlerin kıblesi; müslümanların da ilk kıblesidir. Bu üç mescid, diğer mescid ve ma’bedlerden üstündür, faziletlidir. Bu üç mescid için yolculuk yapmak meşrudur. Hadis-i şerîf bunu bilhassa teşvik etmektedir.
   Bu sıralamaya İslam ulemâsı Emeviye Camii (Şam), Bursa Ulucamii ve Diyarbakır Ulucamiyi de ekleyerek şu mabedleri sıralamışlardır. Bu sıralama da bazen değişiklikler olsa da genellikle sıralama şöyledir.
1- Mescid-i Haram (Mekke)
2- Mescid-i Nebevî (Medine)
3- Mescid-i Aksa (Kudüs)
4- Emeviyye Camii (Şam)
5- Bursa Ulucamii / Diyarbakır Ulucamii

 En Faziletli Üç Mescidin Ortak Özellikleri


   Hadisin kaynaklık ettiği hükümler üzerinde alimler çok detaylı görüşler ortaya koymuşlardır. Biz bunlardan sarf-ı nazar ederek, hadisteki yolculuk teşvikinin bu üç mescide tahsis edilmesinin hikmetleri üzerinde duracağız. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, bu üç mescidin diğer mescidlere üstünlüğü tartışmasızdır ve bunun bazı ortak sebepleri de bulunmaktadır.
1. Bu mescidlerin üçü de peygamberler eliyle inşa edilmiştir.
2. Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa kıble, Mescid-i Nebî de din-i mübîn-i İslâm’ın kuruluş merkezi, ilk mescidi, İslâm medeniyetinin ilk müessesesidir.
3. Bu üç mescidi ziyaret, başlangıçtan beri tevhid ehlinin büyüklerini ve onların hizmetlerini, mücadelelerini anmaya vesiledir. Böylece mü’minlerin imanı, tarihî bir boyut kazanır. Ziyaretçi, önceki mü’minlerle beraber olma şuur ve zevkini tadar. Ziyaretçi kendini tam bir dinî hava, saf, temiz ve yoğun bir kulluk şuuru içinde hisseder, yenilenir. Bir başka ifade ile tarihi günde yaşar, güçlenir, bilenir, dinçleşir.
4. Bu üç mescid, tevhid dininin şeâirindendir. Şeâirine (ibadet vesileleri alâmet-i farîkalar) saygı göstermek de kelimetullahı i’la, yani cihad etmektir. Bu merkezlerin ziyaretle imar ve ümranı, tevhid akidesinin dünyaya yayılmasına çalışmak anlamını taşır.
5. Bir de tarihi gerçek vardır ki, Mescid-i Aksa, gerek musevî gerekse, Hristiyanlarca değişmeyen kutsal ziyaret (hac) merkezi olarak hep ziyaret edilegelmiştir. Mescid-i Haram da aynı şekilde Kâ’be ziyareti dolayısıyla Hz. İbrahim’den bu yana uzak mesafelerden yaya veya binitli olarak gelenlerce ziyaret edilmiştir. Mescid-i Nebî ise, Hz. Peygamberin hicretini müteakip, Müslümanlarca yolculuk yapılan aslî merkez olmuştur. Şu anda Rasûlullah’ın kabr-i saadetlerini ihtiva etmesi bakımından, “O’nun sağlığında ziyaret etmiş gibi” olmak için ziyaret edilmektedir.

Fazilet Sırası

    Bütün mescid ve ma’bedlerden üstün olduklarında hiç şüphe olmayan üç mescid’in fazilet açısından kendi aralarındaki sıralama hadisde gösterilmiştir.

    Bu sebeple aynı sıra ile bu üç mescid’in her birine ait müstakil özelliklerinden de kısaca söz etmek faydalı olacaktır.

           Mescid-i Haram



   Âlimlerin ittifakı ile Mescid-i Haram efdal-i mesacid (dünyadaki mescidlerin en faziletlisi) dir. Bunun da elbette sebepleri vardır. Önce ta başlangıçtan beri, “İnsanların bir olan Allah’a kulluk etmeleri için vaz’ edilmiş ilk ev olan Kâ’be” Mescid-i Haram’dadır. Aynı zamanda Müslümanların kıblesidir. Hac farizasının yerine getirilebilmesi için varlığı zarurî merkezdir. Ayrıca Hz. Peygamber’in, “Şu benim mescidimde kılınacak bir namaz, Mescid-i Haram müstesna, öbür mescidlerde kılınacak bin namazdan daha hayırlıdır” buyurmuş olması da Mescid-i Haram’ın en faziletli mescid olduğunun nassî delilidir.
   Kâ’be ve onu çevreleyen Mescid-i Haram, zaman zaman tevhid dışı anlayışların istilasına uğramış da olsa, temeli Tevhid’in merkezi olmak üzere atılmış ilk mukaddes ev’dir, beyt-i atîk’dir. Bunun için de ziyaret ve ibadet için yolculuk yapılabilecek mescidlerin başında gelmektedir.

          Mescid-i Nebî



Medine İslâm toplumunda Mescid-i Nebî’nin yerini düşünmek, onun Müslümanlık ve Müslümanlar açısından taşıdığı önem ve fazileti anlamak için yetecektir. Koca bir İslâm tarih ve medeniyetinin odak noktası ve “Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş”, örnek kul, “son Resûl”ün sayısız hatıralarını saklayan ve “Takva üzere te’sis edilmiş mescid” (Tevbe Suresi, 108), Mescid-i Nebî’dir. O, İslâm ile özdeşleşmiştir.
Hz. Peygamberin gerek kendisini ziyaret gerekse Mescid-i Nebî’de kılınacak namaz hakkında vârid olan hadisleri, bu mescid’in hâiz olduğu önem ve faziletin delillerini oluşturmaktadır.

          Mescid-i Aksa


   Miraç'ta Hz. Peygamber Efendimiz ’in ilk durağı olan Mescid-i Aksa, yüzyıllar boyu inananların yöneldiği bir kıble olarak yaşamıştır. Başlangıçta Müslümanların da kıblesi olan Mescid-i Aksa, üç büyük dinin ortaklaşa mukaddes bildiği bir merkezdir. Mescid-i Aksa çevresindeki tevhid mücadelesi de oldukça yoğun ve çetindir. Hz. Süleyman’dan itibaren dinî otorite ve yönetimlerin merkezi olan Mescid-i Aksa ve Kudüs, halen bu görevini sürdürebilecek tarihi nitelik ve potansiyele sahiptir.
    Abdullah b. Ömer (r.a.) in rivayet ettiği bir hadisi şerifte belirtildiğine göre; Süleyman aleyhisselam Mescid’i Aksa (beyt-i makdis)nın inşasını bitirince Allah Teâlâ’dan üç dilekte bulunmuştur:

1. Kendisinden sonra kimselere nasib olmayacak bir mülk ve saltanat
2. Allah'ın hükmüne uygun hüküm verme gücü ve kabiliyeti.
3. Yalnızca namaz kılmak niyetiyle Mescid-i Aksa’ya gelenlerin bağışlanması.
Hadisin devamında Hz. Peygamber’in şu açıklaması yer almaktadır:

  “Cenâb-ı Hak, Süleyman’a bunlardan ilk ikisini vermiştir. Üçüncü dileğinin de kabul edilmiş olmasını umarım”.
   Söylemeye gerek yoktur ki, bağışlanma (gufran) vesilesi olan her şey teşvike, her yer de ziyarete değer.

      Netice

   Hadisimiz, Müslümanların ziyaret ve ibadet için yolculuğu göze almaları gereken sadece üç mescidin bulunduğunu, bunların da Mekke, Medine ve Kudüs şehirlerinde olduklarını açıkça ortaya koymuş bulunmaktadır.
   Günümüz şartlarında bu mescitlerden sadece ilk ikisini -kısıtlayıcı bazı kayıtlara ve durumlara rağmen- ziyaret imkanı bulunmaktadır. Ancak üçüncüsü bir büyük hasret, bir büyük acıdır.
   Şu günlerde hac ibadetini yerine getirmek için mukaddes topraklarda bulunan kaç Müslüman, hadisimizde “yolculuk yapmaya değer” diye kaydedilen Mescid-i Aksa’yı ziyaret etme imkanı bulabilmiştir, ya da bulabilecektir?
   Sanıyorum hadisimizin şimdi en büyük teşviki Mescid-i Aksa’nın da Müslümanların ziyaretine açık tutulması yönündedir. Yani Kudüs’ü Yahudi'den kurtarmaya davet etmektedir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder